0850 532 83 43
[email protected]
 
ANASAYFA KURUMSAL ÜRÜNLER SAÇ HAKKINDA S.S.S. MÜŞTERİ YORUMLARI İLETİŞİM ONLİNE SATIŞ
 
SAÇ HAKKINDA

Saç Dökülmesine Karşı Alınabilecek Tedbirler

Sizler için uzun yıllar yaptığımız araştırmalardan sonra içeriğinde bulunan Patentli ve Ödüllü minerallerle Formüle edilen Trixohair serum ve şampuanı saçlarınız konusunda size destek olacaktır. Saçlarınızın normalden çok döküldüğünü düşünüyorsanız mutlaka bir uzmana başvurmanız gerekir. Saçlarımız gurur kaynağımızdır. Onları korumak istiyorsanız bazı alışkanlıklar edinerek yada bazı alışkanlıkları değiştirerek saçlarınızı koruyabilirsiniz. Bunları bir kaç konu başlığı altında sizler açıklamak isteriz;

  • Saç şekillendiricilerden uzak durun: Jöle, köpük ve sprey gibi saç şekillendiricileri mümkün olduğunca az kullanmak gerekir. Ya da kullanacaksanız aynı gün saçınızı yıkayıp bu ürünlerden saçınızı temizlemeniz en doğrusudur. Özellikle jöle saçınızın nefes almasını engeller, çok uzun süre saçta kalmasına izin verilmemelidir.
  • Kuaför işlemlerini azaltın: Perma, saç boyama, açma ve renk değiştirmek gibi işlemler saçınızın yıpranmasına sebep olur. Kadınlar saçlarında değişiklik yapmaya bayılırlar fakat kısa süre içinde çok fazla işlem saçlarınızın azalmasına ve güçsüzleşmesine sebep olur.
  • Stresten uzak durun: Mümkün olduğunca stres ve baskılardan uzak yaşamak hem psikolojinizi hem saçlarınızı korur. Stresli bir iş hayatınız olsa da kendinizi rahatlatmanın yollarını bulmak saçlarınızın sağlığı açısından da önemlidir.
  • Protein, demir ve çinko eksikliğine dikkat edin: Vücudunuz eksik olan vitamin ve mineraller için öncelikle saçınıza giden besinleri keser. Bu sebeple bu eksiklikler saçınızın dökülmesine sebep olabilir. Sağlıklı ve yeterli beslenmeye özen gösterin.
  • Saçlarınızı hergün yıkamayın: Her gün saç yıkamak saç derinizin dengesini bozar ve daha fazla yağlanmaya sebep olur. 2-3 günde bir yıkamak saçlarınız için ideal bir süre sayılır.
  • Kurularken hırpalamayın: Saç kurutma makineleri veya havluyla sertçe saçları kurulamak saçlarınıza zarar verir. Kuru bir havluyla nazikçe saçlarınızın nemini almalısınız. Ayrıca saç kremi kullanmak ıslakken daha hassas olan saçlarınızı tararken kırmadan açmanızı sağlar.
  • Saçlarınıza masaj yapın: Saç derisine masaj yapmak derinin kanlanmasını bu sebeple saç köklerine daha fazla kan giderek daha iyi beslenmelerini sağlar.
  • Saçınızı besleyin: Aloe vera ,vitamin C, vitamin E ve jojoba yağı saçlarınızı güçlendirir ve sağlıklı görünmesini sağlar.



Saç Dökülmesinde Kritik Noktalar

Saçlarınız dökülüyorsa dikkat etmeniz gereken belli başlı kritik noktalar var demektir:

  • Günde 50 ila 100 civarı saç telinin dökülmesi uzmanlarca normal karşılanır. Fakat eğer erkek tipi yani androgenetik saç dökülmesi sorunuyla karşı karşıyaysanız bu rakam ciddi olabilir zira dökülen saçların kökleri ölüyordur ve yerlerine yenileri gelmeyecektir.
  • Androgenetik alopsi’nin belli bir seviyesine kadar saç dökülmesini durdurmak mümkün olabilir. Fakat geç harekete geçerseniz tek çözüm çareniz saç ekimi olabilir.
  • Diyet yaparken beslenmenize dikkat etmezseniz vücudunuzda protein, çinko, demir, biyotin gibi eksik kalan vitamin ve mineraller saç dökülmesine sebebiyet verebilir.
  • Saç dökülmeleri tiroid gibi hastalıkların habercisi olabilir.
     
 

Kadınlarda Saç Dökülmesi


Saçlı derimizde ortalama 120.000 kıl kökü sürekli olarak saç yapar  ve döker.Bu olağan bir döngüdür.Belirli zamanlarda bu saç kılları yeniden uzar. Doğduğumuzda kıl kökü sayımız genetik olarak belli olduğu için yenidem kıl  kökü oluşmaz. Kıl kökünde kıl yapımı ve dökülmesi sürekli tekrarlanan döngüler halinde meydana gelmektedir. Bu normal döngü anagen ( büyüme), katagen ( gerileme ) ve telojen (dinlenme) evrelerinden  oluşur. Sağlıklı bir bireyde kıl köklerinin ortalama %80-90’ı büyüme evresinde ( anagen), %15-20’i dinlenme evresinde (telojen), %1’den azı gerileme (katagen) evresindedir.

Bu evre  kıl kökünden yeni kıl yapımı başlaması ve eski kılın atılması ile sonlanır. Kıl köklerinin çalışması eş zamanlı olmadığı için kellik normal şartlarda gözlenmez. Ancak kıl köklerinin biyolojik ritminde oluşan bir sorun kökler arasında eş zamanlı olarak saç dökülmelerine ve saçlarda seyrelmeye neden olabilmektedir. Erişkinlerde normal saç dökülmesi günde ortalama 40-100 tel, saçın yıkandığı günlerde ise 200-300 teldir. Normal bir günde 100saç telinden fazla dökülme görülüyor ise bu durum saç dökülmesi problemi olarak nitelendirilir.

Kadın tipi saç dökülmesi veya androgenetik alopesi, kadınlarda görülen en sık saç dökülme sebebidir ve bilinenin aksine erkelerden  tahmin edildiğinden daha yaygındır. 35 yaşlarında kadınların %20’inde, 40 yaş üzerinde ise %50'sinde saçlarda dökülme görülür. Genetik tipteki saç dökülmesinde, kadın genlerini baba ya da anne tarafından almış olabilir. Bu genetik kökenli dökülmelerde aromataz enzimi ve 5 alfa redüktaz enzimleri önemli role sahiptir.

Erkeklerdeki  saç dökülmesininen ilk sıradaki sebebi olanbu enzim kadınlarda daha az oranlarda  bulunur. Aromataz enzimi kadınlık hormonları olan estron ve estradiol yapımında yer alır ve DHT miktarını azaltır. Aromataz enzim aktivitesi nedeniyle kadınlarda erkek saç dökülmesinden farklı olarak ön saç çizgisinde dökülme olmaz.

Toplumda kadınlarda saç dökülmesinin nadir olduğu düşünülse de %30 kadında yaşamı boyunca en az bir kez saç tellerinde incelme gözlenmektedir. Kadınlarda bu durum yaygın olarak tüm saçlarda görüldüğünden ve erkeklerde olduğu gibi tam kellik yaratmadığından ön saç çizgisi genellikle korunur.Bundan dolayı kadın tipi dökülme erkeklere oranla  nadir olarak algılanır. Her nekadar nadir olduğu düşünülsede kadınların 1/3 ünü etkiler.Kadınların istemediği ve sosyal çevre tarafından kabul edilemez olması düşüncesi , genellikle saçtaki incelmenin ilk safhalarında bile  kadında büyük moral bozukluğu ve travma  oluşturabilir. Kadınlar genellikle dökülen ve incelen saçlarını kapatmak, saklamak isterler; kendi  hemcinsleri ile problemlerini paylaşmaz, saklarlar. Tüm bu yanlış anlayış ve davranış şekilleri, kadın tipi dökülmelerini daha da içinden çıkılmaz hale getirir.

Kadınlarda saç dökülme sebepleri arasında androgenetik kadın tipi saç dökülmesi ilk sırada yer alır. Bunun dısında Akut TE sebepleri arasında ateşli hastalıklar, kazalar, cerrahi operasyonlar, şiddetli emosyonel stres, dengesiz diyet ve doğum vardır.

Ayrıca Dış etmenler, stres, anemi, lupus gibi sistemik bağ doku hastalıkları, kullanılan ilaçlar, hormonal ve mevsimsel değişiklikler, beslenme problemleri, ağır diyetler, blumia, protein/kalori eksikliği, çinko ve esansiyel amino asit eksikliği, malabsorbsiyon (barsak ve sindirim problemleri), A vitamini fazlalığı, genel anestezi, duygusal durum bozuklukları gibi durumlarda da saçlarda dökülme görülebilir.

Ancak kadın tipi dökülmeler çok ağır ilerlediğinden ve incelme çok şiddetli olmadığından kadınlardan belirgin olarak bir açılma yani  kellik oluşumu pek görülmez.
Stres ,ruhsal durumlar ve medikal etkenlerın  düzeltilmesi, altta yatan hastalığın teşhis ve tedavisi ile kadınlarda görülen saç dökülmelerinin önüne geçilir ve saçlar çoğu kez normal durumuna döner.
Genel olarak hangi durumlarda saç dökülmesi kadınlarda kabul edilemez sınırlara ulaşır sorusuna net bir cevap olmadığı gibi kadınların bazıları saç kaybını ve incelmeleri yaşlanmaya bağlı doğal bir süreç olarak görebilirken belli bir orandaki kadınlar ise bunu kabul etmek istemezler

Telogen Effluvium: Kronik TE sebebi belirsiz (idyopatik ) olabileceği gibi, demir eksikliği, ilaçlar, tiroid fonksiyon bozuklukları, metabolik hastalıklar, altta yatan kronik hastalıklar ( böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği vs) ve malin hastalıklar da kronik TE sebebi olabilmektedir.
Kadınlardakı Beslenme tarzı TE için önemli rol oynamaktadır. Saç  yapısının %85’ini keratin oluşturduğundan eksik protein alımı TE’a neden olur. Vejeteryanlarda,günde düşük oranda  protein veya 1200 kcal’den az kalori alanlarda kronik TE görülür.
Pratikte saç dökülmesi şikayetleri ile gelen kadın hastalarda tanı ve nedene yönelik yaklaşımlar çok net olmamakla beraber bu konu  sıklıkla tartışmalıdır. Demir eksikliği ve buna bağlı kansızlık sebep olan faktörler arasında başrolde düşünülmektedir. Demir, biyosentez hızı uzun kıl kökleri için oldukça gereklidir. İnsan vücudundaki demir azaldığında demir daha hayati işlevler için kullanılmak üzere kıl köklerinden çekilir. Saç yapımında azalma depolarda demir azaldığında henüz kansızlık ortaya çıkmadan başlar. Demir eksikliği olan her kişide saç dökülmesi gözlenmese de, genetik olarak yatkın kişilerde demir depolarının boşalması saç dökülmesine neden olabilir.
Telojen saç dökülmesinde değerlendirilmesi gereken bir başka laboratuvar tetkiki tiroid fonksiyon testleridir. Saç dökülmesi olan ve bunun dışında hiçbir dermatolojik belirtisi olmayan kadınlarda çinko eksikliği görülmez. Bu nedenle telojen dökülmede serum çinko düzeyi bilinenin aksine normal seyrinde araştırılması gereken bir tetkik değildir. Normal çinko değeri olan bir kişiye ayrıca  destek çinko verilmesinin , saç gelişimine herhangi bir katkısı bulunmamaktadır.

Kronik telojen effluvium, teşhisi zor koyulan bir klinik durumdur ve saç dökülmesi en az 6 ay devam eder. Kadınları genellikle 30-50 yaşları arasında sıkıntıya sokabilen bu durum, aniden ve belli bir sebep olmadan günde 150-500 tel saç dökülmesine neden olabilir. Telojen effluvium %90 kendiliğinden 8 ay ile 5-6 yıl arasında bir sürede geçer.Tam kellik oluşturmaz fakat şakak bölgesinde kişiden kişiye değişen oranlarda geçici bir incelmeye sebep olur.Telojen effluvium görülen kişilerde yaşam boyunca bu durum %40 oranında tekrarlayabilir ve saçlar yine dökülebilir.

Anajen effluvium: Kemoterapi ilaçları “anajen effluvium” denilen çok daha yaygın ve şiddetli bir dökülmeye sebep olabilirler. Bu durumda saçlar anajen fazı içindeyken aniden, birkaç günle birkaç hafta içinde dökülmeye başlarlar. Gün içinde binlerce saç dökülür ve saçların yaklaşık %80-90 ı kaybedilebilir.Kemoterapi sonrasında ilaçların kesilmesinden sonra saçlar geri döner.Radyasyon, zehirlenmeler (talyum ve arsenik gibi) bazı ilaçlar ve endokrin hastalıklarına bağlı metabolik çökmeler de anajen effluviuma neden olabilir. Radyasyon dışındaki diğer sebeplerde saçlar mutlaka geri gelir ve tekrar çıkarlar.

Alopesi areata: Kadınlarda görülen saç dökülmelerinde en sık rastlanan 3. Sebeptir.İz  bırakmayan, genetik kökenli bir hastalıktır. Saçların yer yer lokalize olarak aniden dökülmesi şeklinde görülür.Vücutta kıl bulunan her yerde görülebilen tekrarlayıcı bir hastalıktır. En sık görülen tipi kaşlarda ve saçlı deride görülen, yama tarzında para şeklinde yuvarlak ya da oval dökülme paternidir. Saçlar %25 oranında 8 ay -14ay arasında kendiliğinden çıkarlar.%25 oranında kesin kayıp yaşanabilir ve saçlar bir daha çıkmayabilir. Kafa derisindeki saçların tamamının kaybına alopesi totalis; vücuttaki tüm kılların kaybına ise alopesi universalis adı verilir.
%80 hastada yaşam boyunca aynı bölgede kıl kaybı tekrarlayabilir. Vücut kendi saç köklerini yabancı cisim olarak görüp bağışıklık sistemi ile saldırmaktave bu sebeblede saç kaybı yaşandığı düşünülmektedir. Neden olarak boşanma , vafat gibi stres ve endişe durumları sebeb olarak düşünülsede  şu an için alopesi areata nedeni tam olarak bilinmiyor. En sık tedavi şekli topikal veya enjeksiyon şeklinde kullanılan steroidler. Tedavide alopesi durumu 1 yıldan daha az sürdüyse daha iyi sonuçlar alınabilir; uzun süren dökülmelerde tedavi oranı daha düşük. Yaklaşık olarak %90’ında dökülme durduktan sonra 3-6 ay içinde saçlar kendiliğinden tekrar çıkar. Trixohair Serum kullanımı saçların tekrar çıkmasına yardımcı olur.

Traction Alopesi: Genellikle saçlarını sıkıca arkaya doğru toplayan; kaynak saçları aynı yerde uzun süre kalarak ağırlık yapan veya saçlarını örgü yaparak gergin şekilde arkaya doğru çeken kadın ve erkeklerde bu çekme kuvvetine bağlı olarak saç köklerinde hasar meydana gelir ve kalıcı dökülme yaşanabilir.Genellikle dökülme, şakak bölgesinde ve yan taraflardaki saç çizgisi hattında görülür.

Skatrisyel alopesi: Deride oluşan yaralanmaya/enflamasyona bağlı olarak saç foliküllerinin kalıcı olarak hasar görmesi durumudur. Bu tür genetik olmayan saç kayıpları genel olarak 2 kısma ayrılabilir:

1)Primer skatrisyel alopesiler: Bunlar genellikle saç köküne bağışıklık sistemi saldırısı sonucunda saç kaybı yaşanmakta. Nedeni tam olarak bilinmiyor.
2)Sekonder skatrisyel alopesiler: Nedenleri fiziksel ya da kimyasal travmalar ,kimyasal madde yaralanmaları, yanık, travma, operasyonlar, böcek ısırması, radyasyon, doğuştan genetik deri anomalilerine bağlı saç kayıpları, dermatolojik hastalıklar (sedef, pitriasis, morfea, skleroderma, sarkoidoz gibi); ilaçlar ve çeşitli kanser türleri olabilir. Saçların kişinin kendisi tarafından uzun süreli yolunmasına bağlı (trikotillomanya) ya da çekmeye bağlı sekonder skatrisyel alopesi olabilir. Bu tür ikincil saç kayıplarında, saç kökleri tamamen zarar görür bir daha asla çıkmaz.

Kadınlarda saç dökülmesinin nadir olduğu düşünülse de %30 kadında yaşamı boyunca en az bir kez saç tellerinde incelme gözlenmektdir. Kadınlarda dökülme yaygın olarak tüm saçlarda görüldüğünden ve ön saç çizgisi genellikle iyi korunduğundan, dökülme, incelme ve seyrelme geç dönemde algılanır. Dökülme şekli kadınların %90’ında yaygın olup tüm saç tellerinde görülürken; %10’unda erkeklerde olduğu gibi yanlarda açılma olabilir; fakat erkeklerde olduğu gibi tam kellik yaratmaz.

Daha önce belirttiğimiz gibi kadınlarda 3 tip dökülme şekli olabilir:

1. Yaygın Tüm saçlı deride görülebilen çam ağacı benzeri,
2. Lokalize: Yer yer saçlarda incelme şeklinde,
3. Nadir olarak erkek tipi saç dökülme şekli.

Telojen efluviumda kaybedilen saçların tekrar kazanılması mümkündür ve hiç bir zaman kellik gözlenmez. Akut dökülme süreci 6-9 aya kadar uzayabilir ve bu süre içinde kıl köklerini besleyen destek tedavilere ihtiyaç duyulur. Saç temiziğinde kullanılan şampuanların yine bu süreçte saça zarar vermeyecek ve yine kıl köklerini besleyecek nitelikte olmasına dikkat edilmelidir. Altı aydan uzun süren kronik TE olgularında öncelikle altta yatan sebebin aydınlatılıp tedavi edilmesi gerekmektedir. Yine bu süreçte bir yandan sebebi tedavi ederken bir yandan kıl köklerini besleyecek destek tedavilerinin uygulanması ve saça zarar vermeyecek şaç temizlik ürünlerinin kullanılması gerekmektedir. Trixohair Serum ve şampuna kullanımı bu konuda size destek olmaktadır.

Trixohair Serum For Women ve Şampuan
Kadınlarda gözlenen saç dökülmesi problemlerinde altta sıklıkla demir eksikliği sorumlu tutulsa da nedeni saptanamayan saç dökülmesi olguları da gözlenmektedir. Trixohair Serum sprey ve şampuan, hem sebebi bilinmeyen dökülmelerde tek başına hem de altta yatan sebep saptanan olgularda tedaviye destek olarak kullanılmaktadır.

İçeriğindeki zengin patentli güçlü etken maddeler ( buraya ıcerıklerı yazalım  ), saç için gerekli tüm aminoasitler, çinko ve özellikle Biotin’den zengin formülasyonu ile saç tellerinin güçlenmesine ve kalınlaşmasına yardımcı olur. Saça güçlü ve sağlıklı bir görünüm kazandırır. Saçın dökülmesini durdururken uzamasını tetikler ve düzenli kullanımda etkin bir şekilde saç sıklığını arttırmaya yardımcı olur. Aşırı yıpranmış işlem görmüş saçlar için bakım sağlar. Tüm saç tipleri için uygundur. Kadınlarda saç dökülmesi problemlerinde saç kökünü tamamen sararak kıl yapımını pek çok yoldan uyaran güçlü etki ile fark yaratan çözümler sunar.


Erkeklerde Saç Dökülmesi

Günümüzde pek çok  erkek için  en önemli kozmetik problemi haline gelen saç dökülmeleri her yıl tüm dünyada milyarlarca dolar harcamalarına neden olmaktadır. Özellikle Yirmili yaşların sonlarında yaklaşık erkek nufusunun %20 genetik (andro genetik alopesi) saç dökülmesi sorunu ile karşı karşıya kalır.Burada  Burada andro kelimesi androjenik hormonlara vurgu yapar ve erkek tipi saç dökülmesinden ana sebebidir.Androgenetik alopesi (AGA) dediğimiz erkek tipi saç dökülmesindeki Genetik kısım ise anne ya da babadan geçen kellik genleridir. Bilinen inanışın aksine  kellik geni sadece anne tarafından gelmez, baba tarafından da gelebilir. Bu sorunda, çok eski yıllardan beri çözülmeyi bekleyen bir problem olarak karşımıza çıkar.

20’li yaşlarda %15; 30’lu Yaşlarda %30 ,40’lı yaşlarda dökülme oranı %40; ellili yaşlarda ise erkeklerin genetik dökülme ile karşılaşma oranı % 50 seviyelerindedir.Yani başka bir deyişle erkelerde saç dökülme başlangıcı ergenlik yaşlarındaki  hormon seviyelerindeki yükselme ile birlikte başlar ve aileden gelen genetik yatkınlık varsa devam eder.



Erkeklerin %90’nında, ergenlik sonrasında şakaklarda açılma ve ön saç çizgisinde gerileme görülebilir. Genel olarak dökülme tipini, başlangıç zamanını ve şiddetini tam olarak belirlemek olası değildir. Fakat genel olarak 20’li yaşlarda başlayan saç dökülmelerinde, dökülme miktarı daha fazla olur ve saçta daha fazla açılma beklenir. Bazı erkeklerde saç dökülmeleri daha geç yaşlarda, 40 ve 30’lu yaşlardan sonra gerçekleşebilir.

Bununla beraber Erkek tipi saç dökülmesinin  nedenlerine bakıldığında birçok neden öne sürülmüş olsa da, tıp ve medikal alandaki teknolojilerin  gelişmesi ile kandaki serbest dolaşan ve erkeklik hormonu ölçülebilmesi ile, genetik olarak yatkın erkeklerde normal androjenlerin AGA’nin oluşmasında yeterli olduğu saptanmıştır. Bu nedenle başlangıçta androjenik alopesi olarak tanımlanan saç dökülmeleri bugün AGA (AndroGenetikAlopesi; yani androjen hormonlar ve genetik yatkınlık etkisi ile oluşan dökülme) olarak isimlendirilmektedir. Sanıldığının aksine kellik sorunu yaşayan kişilerde bundan sorumlu olan hormonlar daha yüksek seviyelerde değil, normal sınırlar içindedir. Önemli olan nokta kellik geninin bir kişide var olup olmamasıdır. Olağan erkek tipi kellik, erkeksi saç kaybı olarak da isimlendirilen AGA’nin, günümüzde en çok kullanılan sinonimi “olağan kellik” olup, erkeklere özgü şekilli kellik olarak tariflenmektedir.

Androgenetik alopeside, baş saçlı derisinden belirli bir paternde ilerleyen saç kaybı vardır. AGA’da saç kaybı sübjektif olarak şiddetli olduğunda veya erken yaşta başladığında kişiye sıkıntı veren medikal bir problem oluşturur. AGA’de yeterli miktarda dolaşan androjenler ve genetik yatkınlık gereklidir.

Vücudumuzda bulunan androjenlerin hedef organa geldiklerinde burada daha güçlü bir androjene dönüşüyor olmaları erkek tipi kellikte çok önemlidir. Her iki cinste de değişik androjenler ve bunların farklı düzeyleri vücudun belirli bölgelerinde saç kaybı veya büyümesini düzenler. Kasık ve koltuk altı kıl büyümesi testosteron bağımlıdır. Sakallarda kıl büyümesi ve saçlı deride saç kaybı ise dihidrotestosteron bağımlıdır. Vücuttaki Testosteronun dihidrotestosterona dönüşmesi ise 5-alfa redüktaz enzimini gerektirir. 5-alfa redüktaz Tip II’nin AGA’de etkili olduğunu gösteren bazı bulgular vardır. Tip II eksikliği olan erkeklerde kellik oluşmamaktadır.



Yani başka bir deyişle Koltukaltı ve cinsel  organ yakınlarındakı kıllar büyümek için erkeklik hormonuna ihtiyaç duyarken; saç kılları bu hormondan etkilenir. Bu hormonun etkisiyle saç kıllarındaki büyüme evresi (anajen evre) duraklar, saçlar kısalır ve gittikçe güçsüzleşmeye, syrelmeye ve incelmeye  başlar; saçlar hormon etkisiyle, dinlenme fazı dediğimiz telojen fazına geçerler. Günlük rutin olarak yapılan tarama, fırçalama gibi aktivitelerle daha fazla saç dökülmeye başlar ve bunun neticesinde de kayıp hızlanmış olur. Saç kıllarında daha az uzama ve kıl kalınlığında azalma, ilerleyen zaman içersindede  saçların pigment oluşumu da azalır ve renkleri beyazlaşır. Bu süreç sonucunda, dökülmeye başlayan saçlar ince, parlak ve renksiz ayva tüylerine dönüşürler ve zaman içinde tamamen yok olurlar.

Erkek tipi saç dökülmesi, androjen hormonların normal seviyelerde olduğu kalıtsal bir durum olduğu gibi Genetik olarak geçiş anne ya da baba tarafından da olabilir. Saçın dökülmeye başladığı zaman ,ne kadar döküldüğü,nerelerde başladığı  ve dökülme şekli önceden belirlenemez. Saçdökülmeye başladıktan sonra da ilerleyen yıllarla da bu  artar. Erkelerde saç dökülme başlangıcı genellikle ergenlik dediimiz 20 li yaşlar ve 50’li yaşlara dek dökülme devam edebilir. Androgen genetik alopesi olarak da adlandırılan erkek tipi saç dökülmesi, yakın ailedeki erkek akrabalarda da varsa görülme ihtimali daha yüksek demektir.

Androgenetik alopesi (AGA) dediğimiz erkek tipi saç dökülmesinde  uzun yıllar boyunca saç gelişimini arttıran vitaminler etkenler  ile ilgili araştırmalar yapılmış ve halen de yapılmaktadır. AGA’de tedavi seçenekleri cerrahi ve medikal tedavi olarak iki başlık altında incelenebilir. Son yıllarda denenen yöntem saç folikül transplantasyonudur. Başka bir deyişle saç naklidir.Bu yöntem AGA için dramatik bir gelişme göstermiştir. Kozmetik cevap, oksipital (arka) verici saçların miktarına ve dansitesine olduğu kadar cerrahın deneyimine de bağlıdır.


Sonuç olarak AGA tedavisinde yeni gelişmeler hızla devam ederken, bilinen Minoksidil vea benzer  içerikli tedaviler de hala belirgin şekilde kullanılmaya devam etmektedirler. Son laboratuar çalışmaları  ışığında Trixohair’in umut verici olduğunu söylemek, özellikle bilinen bu tedavilere alternatif olabileceği veya bunlarla bilikte kullanımının başarıyı arttırabileceğini ifade etmek çok da doğru bir tespit olmuş olur.